7 Eylül 2013 Cumartesi

Yeniydim Ben

Hayata karşı o kadar yeniydim ki . İnsanlar üstüme basıp kirletmek istediler. Sustum. Sustukça kirlettiler. Bir gün karşılarına yıkanıp, temizlenip geldim. O zamanda dışladılar beni. Sanki kötü biriymişim gibi itip kaktılar. Ben öyle hissettim. Her ne olduysa yıkanıp geldim karşılarına sonra ne mi yaptılar. Suyumu  kestiler. Kaynağımı. Ben o gün tekrar yeniden başlayamadım işte.. Bir gün sen geldin umut ışığım oldun. Bana su verdin , iyi baktın , iyi davrandın. Sonra bir gün kullanıp attın. Tıpkı diğerlerinin yaptığı gibi kirlettin beni. Ama bu canımı yaktı işte. Hayata karşı hep sapsağlamdım oysa ki. Ama sen beni öyle kirlettin ki . Ben kendimi bulamadım o gün. Gene lazımsın bana . Kullanıp atsan da . Benim yeniden temizlenmem lazım. Belki o zaman senden de kaçabilirim.

3 Eylül 2013 Salı

Oyuncu

Çocukken çok iyi rol yaparmışım. Bir sürü de videom var
Hala öyle iyi rol yapabiliyor muyum ? Emin değilim aslında.
Ama mutluymuş gibi yapabiliyorum. Özlemiyormuş gibi .
Eğleniyormuş gibi ve daha bi sürü hayatsal aktiviteyi yapabiliyormuş gibi yapabiliyorum.
Her şey tamam da benim en merek ettiğim.
Normal bir insanmış gibi yapabilip - yapamadığım ?

Hayatın bir sahne , bizim de oyuncular olduğumuz kesin.
Peki kim başrol ?
Kim daha iyi bir aktör ve ya aktrist ?
Bu hayatta sağ kalmayı başaranlar mı ?
Mutlu olanlar mı ? ya da Zengin olanlar mı ?
Hayallerini yaşayanlar mı ?
Yoksa Aşık olanlar mı ?
Kim daha çok yaşıyor ?..

Cevaplanması gereken çok soru ve çok az zaman var.

1 Eylül 2013 Pazar

Merak Öldürüyor

Çocukken çok yaramazmışım.- Hala da öyleyimdir.- Her şeyi karıştırıp.
Etrafı dağıtırmışım. Her yerde.
Anneme göre beni durdurmak o kadar kolay da değilmiş.
Meraklıymışım yani hayata o kadar meraklıymışım ki ; Kediyi merak öldürür ,derler. Tam olarak ölmüş sayılmam. Ama o kadar yakınım.Fazla merak iyi değilmiş.

Hayat'ı hep merak ettim ama çok küçük yaşta gerçekleriyle yüzleştim.
Dünya'yı hep merak ettim ama kendi sonumuzu hazırladığımızı öğrenince, sustum.
Bunlar ve bir sürü şeyden sonra hala meraklıyım ama merak öldürüyor.
İçten tüketen bir kanser gibi...


Mutlu çocukluk anılarım hızla tükeniyor.Bir de bunlar mutlu olanlar. Ama olaylar başlamadan önce ki mutlu günlerim bunlar.
 Önemliler.

Barıştım

Daha çok küçükmüşüm. Galiba 2-3 yaşlarındaymışım. Mersine yeni taşınmışız. Şu an oturduğumuz siteye yeni taşınmışız. 2000 yılı tam. Ve ben o yaşıma kadar hiç konuşmamışım.
Küsmüşüm herkese.
 İşaret diliyle anlaşıyormuşum. Ama her şeyin ne olduğunu da çok iyi biliyormuşum.Ama konuşmuyormuşum. Annemin dediğine göre ''Biriktiriyormuşum''. Bir gün şu an oturduğumuz sitede bir ev almak için dolaşırken. Sitenin içindeki otelin önünde durmuşum. Ve anneme ''Anne bu duvar çatlamış.'' demişim.
İlk cümlem bu işte. Ne bir anlamı var. Ne başka bir şeyi.
Ama manevi değeri çok büyük. Hikayesini de biliyorum. Adana depreminde çatlamış .
Yenilenirken de dokundurtmadım zaten kapanmıyormuş da.
İşte evimi bu yüzden seviyorum. Ben burada büyüdüm koskoca 13 yılım burada geçti.
Bazen oraya gidip bakıyorum. O duvar benim ilk cümlem.
O duvar benim hayatla barıştığım günün temsili ifadesi.

Translate